Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası İndir

Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven... Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.

"Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...

İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk..."
(Tanıtım Bülteninden)

Kitap Künyesi:

Kitap Adı : İstanbul Hatırası

Yazarı : Ahmet Ümit

Yayınlanma Tarihi : 2010

Türü : Polisiye

Kitabı e-pub formatında indirebilmek için;

Tıkla indir

Read More

The Curious Case of Benjamin Button - Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi (Film Önerisi)

Yeniden merhaba! Uzun bi aradan sonra tekrar bloga geri dönme kararı aldım. Açılışı da bugün izlediğim bir filmin önerisiyle yapıcam. Aslında bayaaadır bildiğim ve bayadır da izlemek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bir film kendileri. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi. Filmin içeriğinden birkaç sahne bilmem ve bunların da ilgimi çekmesi (kelebek etkisi gibi) ve sonunda fırsat bulabilmiş olmamla da oturdum izledim.

2 saat 49 dakika olan film başlarda biraz durağan gidiyor ancak sonralarında ivmelenen filmimiz sonuna geldiğimizde o bilindik tadı damağımızda bırakıp sonlanıyor. Filmde benim en çok hoşuma giden kısım, ana karakterimizin hoşgörüsü. Benjamin, gerek kendisini yetiştirenlere, gerek kendisiyle dalga geçenlere, ve hatta kendisini terkeden babasına dahi hoşgörüyle yaklaşıyor.

Bir diğer husus da, tabiki de filmin asıl olayı olan, "zamanı tersten yaşamak" Kitaptan uyarlama olan filmimiz, zamanın akışını daha farklı bir açıdan ele alarak nasıl olurdu sorularını teker teker kafalardan dindiriyor. Filmin başında artık iyice yaşlanmış ve hasta yatağında yatmakta olan Daisy (Cate Blanchett) aslında filmde olacakları kısa bir anektodla bizlere sunuyor. Sonrasında ise kahramanımızın son dakikalarında başında bekleyen kızı, bir günlükten sayfalar okuyarak hikayeyi başlatıyor. İtiraf etmeliyim ki Cate Blachett a başlarda hiç yakıştıramadığım, ama sonralarında filmdeki olgun duruşuyla hayran kaldığım bir roldü. Brad Pitt, yani Benjaminimiz, zaten karakterin yaşlılığından gençliğine kadar gerçekten de muhteşem bir oyunculuk sergilemiş ve düşünme tarzını, hareketlerini gerçekten çok güzel canlandırmış. Aslında küçük bir çocuğun görünüşü ve dolayısıyla çevresinin etkisiyle kendisinde bulduğu, aslında öyle olması gerekiyormuş gibi olduğu düşünceleri çok güzel hissettirmiş ve yaşatmış. 

Künyesine göz atacak olursak;

Yönetmen : David Fincher

Oyuncular : Brad Pitt (Benjamin Button)

                 Cate Blanchett (Daisy Fuller)

                 Taraji P. Henson (Oueenie)

                 Julia Ormond (Caroline)

                 Tilda Swinton (Elizabeth Abbott)

Gösterime giriş tarihi : 2008

Türü : Dram - Fantastik

Imdb : 7.8/10

Film süresi : 2 saat 49 dakika

Filmden birkaç fotoğraf:

Burada da fragmanı;

Read More

Eski Tisörtlerini Degerlendir!

Kısa bir aranın ardından tekrar merhaba :) Bir süredir instagramda @dicadaka adlı  kullanıcıyı takip ediyordum. Bazen evde kendi yapabileceğiniz basit tasarımları, bazen kullanmadığınız eşyaları kullanılabilir hale getirmenin yollarını paylaşıyor. Ve tek kelimeyle HA-Rİ-KA. Bazen ortaya çıkan şeylere siz de hayran kalıyorsunuz. Nihayetinde ben de denemeye karar verdim ve bir tişörtle yola çıktım. Malum elimde bir ton eskimiş "abi tişörtü" var. Hani şu birkaç beden büyük ve dizlere kadar gelenlerden :) Önceki hali resimde gördüğünüz gibi düz bir tişörttü, en alt kısmında ufak bir yağ lekesi vardı. İşe o lekeden başladım ve tişörtün alt kısmını -baya bir kısmını- çaprazlamasına kestim. Yüksek bel pantolonlar giymeyi sevdiğim için kesim konusunda bonkör davrandım çünkü yüksek bel pantolonların üzerine uzun tişörtler pek yakışmıyor. Sonrasında bisiklet yaka pek sevmediğimden düşük omuz olması için yaka kısmını yatay bir şekilde kestim. Son olarak da spor durması için kolların uzantılarını kestim ve tatatataaam :) Sonuçtan memnun kalmaktan ziyade yaparken de çok eğlendiğimi söylemem gerek :)

Read More